_troyaa_ RooT
Mesaj Sayısı : 6438 Yaş : 29 Lakap : CaRe cizgi resim : ReP PuaNi : 9 ReP GüCü : 9668 Kayıt tarihi : 10/12/08
| Konu: Sebepler Sukut Ettiği Zaman Cuma Ocak 15 2010, 14:49 | |
|
Büyüklük, hiçliğin içinde gizli. Hiçlik, vicdanın genişliği kadar. Ve insan, vicdanının genişliği kadar insan. Bize en yakın olanlara ne kadar yakınız,veya ne kadar uzağız? Ta içimizde olanlara ne kadar âşinayız,veya ne kadar yabancıyız? Oysa bu kadar zor olmamalıydı vicdanımızın sesini dinlemek, yanlışa hayır demek, doğruyu açıkça söyleyebilmek, gerçeği insanların yüreğine yansıtmak.
İradeyi, iradesiz olanın eline verdiğimiz günden bu yana, tersinden sökün etmeye başladı hadiseler. İlk çareler, hep son çare olarak aklımıza gelir oldu. Gözlerimizin yaşı, yüreklerimizi ıslatmaya yetmedi. Bundandı belki yumuşatamayışımıztaşlaşmaya yüz tutmuş kâlpleri. Ne de olsa sebeplerin dünyasıydı yaşadığımız… Oysa kâlplere hitap etmek için, kâlpten konuşmak gerekiyordu.
Görünenle yetinip, görünmeyeni ihmal etmek nelere mâl oldu? Ne kadar acı verdi ve nelere bedel oldu? Görüneni şekillendiren, görünmeyenin kendisi değil miydi? Ve insanı görünenle sınırlayıp, görünmeyene kapalı tutan, kabukla meşgul edip özü unutturan "hiçliğin" dışında serpilmiş "büyüklüğümüz" değil miydi?
İbrahim'i ateşlere gönderirken Nemrut, varlık, duruşunu belli etmişti. Kimi odun, kimi su taşımış ve yollar çizilmişti milenyumlara. İbrahimî olabilmenin adı yazılmıştı yıldızlara. Hasbünallah… Bugünün nemrudîleri de atarken Âdemoğlunun "ruhlarını" ateşlere, varlık yine duruşunu belli ediyor, lâkin su taşıyanlar buhar olup uçuyor,odunlar insanlığın ruhlarının beslendiği kaynaklara yığılıyordu. Ama "irinle kanın arasından, içinde şifa olan tertemiz sütü akıtan" Hayy, buhar olup uçan suları, yağmur yapıp yağdırmak için gün sayıyordu.
Sebeplerin dünyasında yaşasak da sebeplerin de sükût ettiği zamanlar olmuştur, yine olacaktır. Sabahattin Eşit | |
|