Yıl 1855, Manisa'da Safarat Yahudilerinden fakir bir ailenin bir erkek
çocuğu olur. İsmini Morris koyarlar. Morris dokuz yaşında kuşpalazı
hastalığına yakalanınca ölümle burun buruna gelir. Şinasi isimli bir
Müslüman doktorun tedavisi neticesinde iyileşince, ailesi ona Şinasi
ismini de verirler. Bu bir vefa borcudur.
Bu vefa anlayışı Morris'in ruhuna da işleyecektir.
Derken Morris on beş yaşına gelince fakir olan ailesine yardım etmek
için Yahudi mezarlığında bekçi olarak işe girer. Okuma yazması
olmadığından işten atılır. Sebebi ise, dışarıdan bir Yahudi ailesi
gelir ve mezarlıktaki yakınlarının mezarını görmek ister. Fakat
mezarın yerini bilmiyorlar. Morris ise okuma bilmediğinden mezarın
yerini gösteremez. Bu aile durumu bölgenin Yahudilerine bildirerek
Morris'i işten attırırlar. İş arayan Şinasi 1870 yılında henüz 15
yaşlarında yine bir Yahudi olan Garofolo isimli bir tütün tüccarının
yanında işe girer. Kısa zamanda patronunun gözüne giren Morris
gösterdiği başarıdan dolayı patronu tarafından Mısır'a götürülür. Orda
da gösterdiği başarılardan dolayı artık patronuyla dost olmuştur.
Morris 1890 yılında Amerika'ya gitmeye karar verir. Patronundan aldığı
25 bin dolar la yenidünyaya geçer. Orada Şikago Beynelmilel
(uluslararası ) Fuarında bir sigara yapıştırma makinesi sergiler. Bu
makine oldukça ilgi görür. Buradan kazandığı para ile hem Garofolo ya
olan borcunu öder, hem de bir iş kurma imkanı bulur. Yıl 1903'e
geldiğinde ABD devleti Akdeniz'de ticaret yapabilmek ve gemilerini
geçirebilmek için sultan Abdulhamit'e başvurur. Sultan bu teklifi
ABD'nin Osmanlıya HARAÇ vermesi karşılığı kabul eder. Yalnız bir şart
daha koşar. Ve der ki: -bizden tütün de satın alacaksınız.
Amerika bunu da kabul eder ve tarihinde ilk ve tek olarak Osmanlıya
HARAÇ verir. İşte bu tütün anlaşması Morris'in yolunu açar. Ege
tütününü iyi tanır ve bağlantıları da vardır. Bu bağlantı avantajını
iyi kullanır.
Kısa sürede önünde geniş ufuklar açılan Morris, erkek kardeşi
Solomon'u da Manisa'dan getirterek iş alanını iyice geliştirir.
New York'ta Brodway 120, Sokakta SCHİNASİ BROTHERS COMPANY isimli bir
sigara fabrikası kurar. Bu bina hala ayakta kalmayı başarmıştır.
Kurduğu bu fabrikada Türkiye'den götürdüğü tütünleri kullanan Morris,
kısa zamanda Türk tipi sigaralarla üne kavuşur. Türkiye'den özellikle
Manisa ve Akhisar civarından aldığı tütünleri yine bu bölgeden
götürdüğü usta ve kalifiye işçilerle yüksek kalite mamuller elde
etmeyi başarır.
1903 yılında Selanik'te iş arkadaşı olan Jozef Ben Rubi'nin kızı
Laurette ile tanışıp evlenir. Victoria, Juliette ve Altina isimli üç
kızı ile Leon isimli bir erkek çocuğu olur. Artık Morris çok
zengindir. Hatta yunan Yahudisi eşi için o döneme göre oldukça
gösterişli bir malikane yaptırır. Malikanenin 52 odalı olduğu rivayet
edilir.
Bu günlerden diğer bir rivayette şudur:
Morris Yunanistan'da bir basın toplantısı yapar. Bir gazeteci bir
kağıda bir soru yazar ve Morris'e verir. Morris kağıdı yanındakine
verir ve "Ben okuma bilmem sen oku". der. Ardından başka bir
gazeteci:-okuma- yazma bilmeden bu kadar zengin oldunuz, bir de
tahsilli olsanız kim bilir ne olurdunuz? Morris şu cevabı verir:
- iyi bir mezar bekçisi olurdum!
1916 yılında şirketinin tüm haklarını Amerikan Tabacco Company'e
satar. Ve iş hayatından çekilir. Bu arada çocuklarını kurduğu ve
Morris'in arkadaşı Philip'in de ortak olduğu (bir rivayete göre Morris
bizzat kendisi kurmuştur) ve şu an dünya tütün devi olan Philip Morris
Company doğmuştur. Gerisini bilirsiniz.
Peki, halen Manisa da hizmet veren Şinasi Morris Hastanesi'nin hikayesi nedir?
Morris 1928 yılında memleketi olan ve doğup büyüdüğü yer olan
Manisa'yı hiç unutmaz. O kadar ki yaptırdığı evi Türk stili yaptırır
ve içini de yine Türk şark tarzı ile döşer. Çocukluğunda çektiği
hastalığı ve gördüğü vefayı da unutmaz. Bu amaçla bir milyon dolarlık
bir bütçe ayırır. Bunu 800 bin doları ile bir hastane yaptırır. Bu
hastane çocuk hastanesidir. Bu hastanenin çok geniş arazisi vardır ve
burada inek, koyun, keçi ve tavuk gibi hayvanlar beslenir ve sebze ve
meyve yetiştirilir ki çocukları taze besinlerle beslesinler diye. Yine
bu hastanenin faytondan Ambulansı ve başhekimin faytondan makam aracı
vardır. Bütün bu ayrıntılar bizzat Morris tarafından düşünülmüştür.
Geriye kalan 200 bin dolarla da devlet tahvili alarak; bu tahvillerin
getirisi olan 33 bin dolar her yıl iki taksit halinde Morris Şinasi
Çocuk Hastanesine gönderilir.
Morris Şinasi kurduğu bir vakıfla hastanenin geleceğini de
düşünmüştür; Chemical Bank Of New York'u da mutemet tayin etmiştir. Üç
yılda bir kurduğu vakfın mütevelli heyeti Türkiye'ye gelerek,
Manisa'da hastaneyi ziyaret etmekte ve yapılan işleri yerinde
denetlemektedirler. ..