CHaTLaQS
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


TüM CHaTLaQ’LaR BuRDa SeN NeRDeSiN??
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
MiSaFiR
En son konular
» flatcast tema icin resimler
SALINCAK Emptytarafından _troyaa_ Perş. Şub. 08 2024, 11:07

» 2008 yılına geri gidelim..
SALINCAK Emptytarafından iLKNUR Paz Ekim 22 2023, 16:46

» meslek
SALINCAK Emptytarafından _troyaa_ Cuma Haz. 09 2023, 10:58

» ]AYRIK OTU İLE ÇAYIR’IN HİKÂYESİ
SALINCAK Emptytarafından _troyaa_ Perş. Haz. 01 2023, 10:42

» pier loti tepesi ve kahvesi
SALINCAK Emptytarafından _troyaa_ Perş. Mayıs 25 2023, 14:27

ONLiNe RaDYo

SALINCAK Burnin11

Kimler hatta?
Toplam 3 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 3 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 217 kişi C.tesi Tem. 29 2017, 01:59 tarihinde online oldu.
En iyi yollayıcılar
_troyaa_ (6438)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
DeLiYaR (3236)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
BaRoNeS (2235)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
ANGeLiNa (1955)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
ALTIN_DAMLA (715)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
GuLGuZeLi (636)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
ruzgar (532)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
hope (498)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
GüL-PeRiSi (441)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
iLKNUR (305)
SALINCAK I_vote_lcapSALINCAK I_voting_barSALINCAK I_vote_rcap 
Flatcast.fr
Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Flatcast.fr CHaTLaQS

Sosyal bookmarking sitesinde CHaTLaQS adresi saklayın ve paylaşın
RaDYoCaRe

 

 SALINCAK

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
CaT_GiRL

CaT_GiRL


Mesaj Sayısı : 242
Yaş : 47
cizgi resim : SALINCAK Kat92v11
ReP PuaNi : 0
ReP GüCü : -7
Kayıt tarihi : 16/12/08

SALINCAK Empty
MesajKonu: SALINCAK   SALINCAK EmptyPtsi Ocak 05 2009, 01:42

Sandalyesi devrildi, boğazı acımıştı..

Keşke tekrar çocuk olabilseydi. Keşke tekrar komşusunun kızı ile lunaparka ilk kim gidecek yarışması yapabilse, lunaparka girer girmez salıncağa doğru son sürat koşabilseydi. Hızlı hızlı nefes alıp vermelerin ardından, yan yana salıncaklara binip sallansalardı. Boşlukta sallanma duygusu şu andaki gibi değildi. Çok güzel ve çok anlamlıydı. Kendini geriye doğru çeker, ayaklarını uzatarak gökyüzüne doğru çıkardı. Ayaklarını salladıkça hızlanır, hızlandıkça içinde birşeyler kayıp giderdi. Sanki biraz daha hızlansa salıncakla beraber gökyüzüne kadar çıkacak, kuşlara eşlik edip onlarla beraber uçabilecekti. Belleri ağrıyıncaya dek salıncakta sallanır, ardındanda arkadaşı ile beraber yakınlarındaki göle girmek için yine yarış yaparlardı. Ah salıncak ne güzeldi.. Ayaklarını salladı..

Hızlı delikanlılığını hayal etti. Karanlıktan korkmaz, korktuğu herşeyin aksine üstüne üstüne giderdi. Onu kimse yıldıramaz, kimse gözünü korkutamazdı. Bileklerinin çelikten yapıldığını hayal eder, kavgaya girmekten çekinmezdi. Gözükaraydı, bu yüzden çok dayak yemiş ama hiç birinden de pişman olmamıştı. Mahalleli zaman zaman onu görünce yolunu değiştirir bile olmuştu. Sonraları girdiği işlerden teker teker kovulmuş, artık serseri sınıfına girdiğini farkedince iş işten çoktan geçmişti. O bu dünyanın saçma sapan kurallarını kabul etmiyordu. Sabah kalkmak, işe gitmek, eve dönüp ailesiyle zaman geçirmek ona saçma geliyordu. Hayata bir defa geliyordu, çoluk çocukla vaktini harcamamalıydı. Akşamları arkadaşları ile gezer, gece olunca tek başına sokaklara çıkardı. Herkesin uyuduğu saatlere kadar dolaşır, ardından lunaparka giderdi. Kuşkulu gözlerle etrafına bakar, kimsenin görmediğinden emin olunca hemen salıncağa biner ve sallanmaya başlardı. Bazen bir yıldızı gökyüzünden tutup, cebine atacakmışcasına hızlanır ve saatlerce sallanırdı. Ayaklarını tekrar salladı...

O günü anımsadı. Yer yer bulutluydu anıları. Nasıl olmuştu, herşey nasıl çabuk gelişmişti anlayamamıştı. Babası, son kavgasında komşularının burnunu kırdığını duyunca onu evden kovmuştu. " Sen işe yaramazsın, sen benim evladım olamazsın! " demiş ve yol göstermişti. Onun evladı nasıl olabilirdi ki zaten? Bir defa kucağına alıp sevmiş miydi ki, şimdi sen benim oğlum olamazsın diyordu? Hatta çocukken çoğu zaman, ailesinin onu yetimhaneden yada bir cami avlusundan evlat edindiğini düşünürdü. Yoksa insan kendi çocuğuna bu kadar soğuk davranamazdı. Kıyamazdı..

Bu düşünceler içinde yürürken, bir anda biriyle çarpışmıştı. Çarptığı bir yanında eşi olan bir kadındı ve yere düşmüştü. Kadının burnu kanıyordu. Şok olmuştu. Eğilip yardım etmek istedi ama edemedi. Öylece bakakaldı. Durmadan ardı ardına " Birşeyiniz varmı " diyordu. Kadının kocası paniklemiş, karısını kaldırmaya çalışıyordu. Sayıklamaları adamın bağırmasıyla son buldu. " Önüne bakmıyor musun yürürken? Ne biçim yürüyorsun lan sen! " İsteyerek yapmamıştı ki, neden bağırıyordu bu adam ona. Sinirlenmişti. " Bilerek çarpmadım, karını kaldır al voltanı! " diye bağırdı. Sözlerinin hemen ardındanda burnuna bir yumruk yedi. Burnunun acısıyla gözleri karardı. Cebindeki sustalısını çıkardı. Seri hareketlerle adamın sırtına sokup çıkarmaya başladı. Gözleri yerlere dökülen kanları bile görmüyordu. Heryer siyah beyazdı sanki. Fakat bu adam ona sebebsiz yere vurmuştu, sinirlendirmişti. Arkasından gelen feryatlar kulağını acıttı. Döndüğünde, burnu kanayan kadın tırnaklarıyla yüzünü gözünü çiziyor, bir taraftanda " Caniii! " diye bağırıyordu. Her yeri titriyordu, kadını itelemeye çalışıyor, fakat kadın geri gelip tüm gücüyle tekrar ona saldırıyordu. Yüzü kan içinde kalmış, yer yer sızlıyordu. Bıçağını geriye doğru çekip, hızla kadının karnına sapladı. Sokak çığlıklarla inledi. Bıçağını çıkarıp tekrar sapladığında, kadın üzerine yığılmıştı.

Kadınla birlikte yere yığıldı. Herşey otuz saniye içerisinde olup bitmişti. İki insanın canına kıymış, onları hayattan men etmişti. Başından aşağı kaynar sular boşaldı. Nasıl yaptığını, nasıl olduğunu bile anlayamamıştı. Elleri hala titriyordu ve bıçağıda elinden bırakamamıştı. Başı zonkluyordu, iki insan öldürmüştü. Bu kavga etmeye yada başka birşeye benzemiyordu. Yüreği alev alev yanarken gözleri kadına çarptı. Gözbebekleri büyüdü. " Hayır hayır " diyerek gözlerini sımsıkı kapattı. Gözlerini açmak istemiyor ve kadının karnında ki şişliği görmek istemiyordu. Gözkapaklarını korkarak açtı, evet kadın hamileydi..

Kulakları çınlamaya başladı. Herşey bulanıklaştı. Zaman yavaşladı, yavaşladı ve durdu. İki kişiyi öldürmenin verdiği buz gibi soğuğun etkisini henüz üzerinden atamamışken daha büyük bir facia yaptığını anlamıştı. Etraftan gelen uğultuların arasında bir bebeğin ağlamasını duyuyordu. Sanki kadının karnından çığlıklar geliyordu. " Amca neden!.. " Boğazı kurumuştu, hızla etraflarınında toplanan kalabalığa, aptal aptal bakıyordu. O bir bebeği de öldürmüştü. Henüz doğmamış bir yavrunun, salıncakta sallanma hakkını elinden almıştı. Hiç doğmayacak, hiç büyüyemeyecek, hiç parka kadar yarış yapamayacak ve asla salıncakta sallanamayacaktı. Şuursuzca kanlı ellerini yüzüne götürdü. Yüzünü kapattı, kimse görmemeliydi bu büyük utancını. " Hayııır " diye bir feryat kopardı. Ama sesi çıkmıyordu. Tekrar bağırdı, hayır hiç kimse duymuyordu. Ellerini yüzünden çekti ve belirsiz hareketlerle gökyüzüne baktı. Gökyüzü bile kana bulanmıştı. Bir kaç kuş uçuyordu. Kanatlarının her hareketini takip edebiliyordu. Öylesine yavaş uçuyorlardı ki, sanki hayatı yavaş çekimden yaşamaya başlamıştı. Doğmamış bir yavru ve mutluluklarının gelmesini dörtgözle bekleyen bir ailenin ortasındaydı. Dişlerinin takırtıları arasından " İstemeden oldu " demek istedi. Fakat boğazından sadece hırıltılar çıkıyordu. Başı dönüyor, halen kulağında " Ben salıncakta sallanacaktım amca, neden!? " çığlıkları çınlıyordu. Yüreği kanadı, kanadı, kanlar gözlerinden akmaya başladı. Hıçkırıklar eşliğinde, kendini kana bulanmış asfalta bıraktı. Artık hiç birşey hissetmiyordu. Zaten ondan sonrasınıda hatırlamıyordu..

Düşüncelerden sıyrıldı. Kalbi teklemeye başlamış, her saniye vücuduna sancılar saplanıyordu. Nefessiz kalmak o kadar kötüydü ki, gözlerini bile açamıyordu. Yavaş yavaş hareketsiz kalıyordu. Ah tekrar keşke çocuk olabilseydi ve bir ömür boyu salıncakta sallanabilseydi. Acıdan boğazını artık hissetmiyordu. Son bir kez ayaklarını salladı ve hareketsiz kaldı. Birazdan darağacından indirilecekti ve bir daha asla salıncakta sallanamayacaktı, çünkü artık o bir cesetti...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
SALINCAK
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CHaTLaQS :: EDeBiYaT DuNYaSi :: HaYaTa DaİR :: PaYLaSMaK ISTeDiKLeRiNiZ...-
Buraya geçin: