Bir sen bitirdin beni birde kara bulutlar gibi üstüme çöken sigaramın dumanı. Bir sen vardın benim için birde ben. Ağlıyordu kalbim, göz göre göre ona acı çektiriyordum. Beynimi kemiren binlerce soru ve çözümünü bulamadığım biçareliklerle sabahlara ulaşmaya çalışıyorum. Tek başımayım lanet olası küçük ama beni yeterince boğacak kadar büyük bu aptal dünyada. Ben henüz kendime yetemeyecekken aniden kapıyı bile çalmadan hayatıma giren beni melânkoli eden bu şeyde nereden çıktı? Kendime bile değer vermezken nasıl olurda başkasını sevebilirdim? Nasıl olurda her şeyimle ona bağlanır ve vazgeçemezdim? Fedakar olmanın bile ne demek olduğunu bilmeden her şeyimden vazgeçebiliyordum? Bütün gece gözüme uyku girmeden yıldızlarla dertleşip aya bakarak senin gülen masum gözlerini bir kez daha hayal meyal görebiliyordum? Söylesene nasıl olurda ben hala sorularıma cevap bulamazken; sen benden uzaklaşıp dönülmeyecek ufuklara gittin? Hani söz vermiştik her şeyi ama her şeyi beraber yapacaktık? Ölüme bile beraber gidecektik? Küs olsak bile sözümüzü tutacaktık? İşte paketimdeki son sigarayı da yakıp dumanını tekrar tekrar içime çekiyorum. Belki ay gene seni bana gösterir ve ben son kez seni sevdiğimi buğulu cama yazarım. Hani sigara içmeme kızardın ya bende söz bu son derdim işte son sigaramı da söndürdüm şimdi. Dışarıda yağmur yağıyor ve hafiften rüzgar var. Ağlamıyorum. Sadece beklemeni istiyorum. Rüzgar söz verdi yağmur diner dinmez beni yanına çıkartacak. Canımdan vazgeçmiyorum canıma gidiyorum. Bekle beni. Unutma biz söz verdik. Söz verdim.
Unut gitti deseler bile ben senin kalacağım...