ayyasın sonu
Herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada, bir ayyaş yaşıyordu Bütün
gününü, gecelerinin çoğunu kasabanın meyhanesinde geçiriyordu Evini,
işini çoluk-çocuğunu çoktan unutmuştu Bu yüzden herkes kendisine antipati
duyuyordu Kimse kendisiyle ne doğru dürüst konuşuyor, ne de selam alıp
veriyordu Bu haldeyken günün birinde vakti saati doldu ve öldü Kendisine
yaşarken duyulan hoşnutsuzluk ölümünden sonra bile sürdürüldü O kadar ki,
namazını kılacak kimse çıkmadı Cenazesi ortada kaldı Adamın karısı
kocasını ölüsünü bir küfeye koyup sırtına yüklendi ve gömmesi için o çevrede
yaşayan ve iyilik severliği ile tanınan bir çobana getirdi Çoban bir çukur açıp
adamı gömdü Ardından herkes "Cehennemi boylamıştır" diye dünüşünüyordu
Aradan bir müddet geçti Beldenin ileri gelenlerin
den biri rüyasında ayyaş adamı cennette gördü "Adam canım rüyadır, rüyada
herşey görülür" diye geçiştirdi Ama her gece aynı rüya tekrarlanıyordu
hemen imama gidip durumu açtı İmam da aynı rüyayı epeydir kendisinin de görmekte
olduğunu söyledi Bunun üzerine akıllarına bu adamı gömen çobana gidip
nasıl gömdüğünü, arka sından ne söylediğini sormak geldi Birlikte çobana gittiler
Selam sabahtan sonra hemen konuya girdiler:
- Bir süre önce defnetmen için karısı tarafından sana bir cenaze getirildi
- Sen onu nasıl gömdün? Gömerken ne dedin?
- Valla merakınızı anlamıyorum Biliyorsunuz ben cahil biriyim Bir çukur
açtım, adamı koyup üstünü kapatıverdim
Peki bu sırada hiç birşey söylemedin mi? Bir dua falan?
- Ben pek dua mua bilmem Yalnız şunu söyledim:
"Rabbim, şimdiye kadar sen bana birçok misafir gönderdin Allah misafiriyiz
diye bana gele ni senin rızan için ağırlamaya memnun etmeye çalıştım Kırk
yılda bir, bir misafir de ben sana gönderiyorum Sen de onu şanına uygun
şekilde ağırla"