İyi niyetleri çalan hırsızları mal çalan hırsızlardan daha tehlikeli görüyorum.
Çalınan mal belki yerine gelir fakat yitirilen güven kolay kolay kazanılmıyor.
Mal kazanmak uğruna insanların güvenlerini kaybedenlere acıyorum.
Güvenden mahrum oldukları için o malların içerisinde bir serçe gibi titreyerek ömürlerini tüketiyorlar.
“İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi yeğlerim” diyen Boch firması sahibi Robert Boch, hangi tecrübelere dayanarak bunu söylüyordu.
Veya biz hangi tecrübelere dayanarak insanların güvenlerini kaybetmekte birbirimizle yarışır hale geldik
&&&
Zaman zaman aynı şeyleri yaşıyoruz.
İyi niyetler istismar ediliyor.
İstismarlar karşısında artık bir başkasına güven-itimat kalmıyor.
İnsan giden ata acımıyor, iyi niyet var ya…
İşte o iyi niyetin suiistimal edilmesine üzülüyor.
Ona kahrediyor.
&&&
Aslında zaman zaman kullandığım “İtimat kontrole mani değildir” sözüne ne kadar ihtiyaç duyduğumuza da bu anlamda ihtiyaç duyuyorum yeniden.
Bir zamanlar çek senet nedir bilmezdik.
İki dudağın arasından çıkan sözler yeterliydi.
Söz denilince akla namus, namus denilince de söz gelirdi.
Şimdi çek’e de senede de güven kalmadı.
Eskiden sözünü yerine getiremeyenlerin yüzü kızarırdı.
Şimdi güneş yanığı deyip geçiyorlar.
Her geçen gün artan yalnızlığın temelinde işte bunlar vardır.
&&&
Yanına gelip oturanların her birisinin maksadının atı alıp kaçmak olduğunu düşünmek insanı deli eder. Her gelene bu şüphe içinde bakmak ise hastalıklı hale getirir. Böyle olmayacağını düşünmek ise tedbirsizliktir. Ama ne olursa olsun, daima tedbirli olmak gerekiyor siyasetin dünyasında.
Kaale almadığınız an at hırsızlarına yakalanabilirsiniz.
&&&
Eskiler bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır diyerek ne kadar vefalı olduklarını gösterirlerdi.
Şimdi onu da ancak türkülerde dinleyebiliyoruz.
Vefa, insanımızın gönlünde okyanuslar gibiydi.
Denizin suyunun çekilmesi gibi çekile çekile İstanbul’da bir semtin adı olarak kaldı.
&&&
Bu sözler karamsarlık ifadeleri olarak anlaşılmamalı.
Zira bir mal nerede kaybedilmişse orada aranmalıdır.
Kaybedilen güveni, itimadı iyi niyeti yeniden bulmak gerekiyor.
Yoksa dünyamızı tehdit eden küresel ısınma gibi, ruhlarımızda küresel güvensizlik tehlikesi altında ıstırap çekecektir.
&&&
Atımızı çalanlar bilmeli ki üzüntümüzün sebebi giden at değil, onunla birlikte götürülen iyi niyetimizdir.
Onları belki affedebiliriz fakat diğerlerini asla.
Kimsenin merhamet ve iyi niyeti istismar etmeye hakkı yoktur.
Bu böyle biline.
Ömer Kıvanç'ın yazısından bir bölüm...